King Crimson 1969 yılında gitarist Robert Fripp ve baterist Michael Giles tarafından kurulan İngiliz caz, new wave, hard rock, folk etkileşimli progresif rock topluluğu.
Grubun geçmişine bakıldığında üyelerinin ve üye sayısının sık sık değiştiği görülse de King Crimson performanslarına ve albüm çalışmalarına hala devam etmektedir. Gitarist Robert Fripp’in de deyimiyle “King Crimson var olmaya ihtiyaç duyduğunda var olan bir gruptur.” Robert Fripp grubun tarihi boyunca tek değişmeyen elemanıdır. Ancak kendisini gurubun lideri ya da benzeri üst rütbeli elemanı olarak görmediğini açıklamıştır. Ona göre King Crimson bir şeyler yapmanın bir yoludur. Grubun –sık eleman değişimlerine rağmen- ilk günlerinden bugünlere dek yaptığı müzikteki sürekli uyum bu bakış açısını doğrular niteliktedir.
King Crimson adı grubun söz yazarı Peter Sinfield tarafından bulunmuştur. Şeytan (beelzebub) anlamına gelen bu isim Robert Fripp e göre arapça da “Amacı olan kişi” anlamına gelen “B’il Sabab” dan ingilizceye geçmiştir. Ancak bu ismin “ba’al zebul” dan yani “yükseklerin efendisi” deyiminden türediği kabul edilmektedir.
Davulcu Michael Giles ve kardeşi –bas gitarist- Peter Giles’ın gazeteye verdikleri şarkı söyleyebilen orgçu aranıyor ilanına, şarkı söylemeyen bir gitarist olan robert fripp’in cevap vermesi üzerine “Giles Giles and Fripp” kurulur. Üçlü beraber sadece bir albüm kaydederler:“The Cheerful Insanity of Giles Giles and Fripp”. Albüm başarısız olur. Ancak bu başarısızlık King Crimson’un hayata geçmesi için bir basamak işlevi görmüştür.
Fripp ve Michael Giles grubun yeni düzeninin nasıl olacağını tartışmaya başlarlar. Gruba ilk olarak tuşlu çalgılarda Ian Mcdonald katılır. Mcdonald, Sinfield’le beraber şarkılar yazmaktadır ve gruba onun tarafından dahil edilir. İkinci yeni isim ise Robert Fripp’in çocukluk arkadaşı Greg Lake olur. Lake, gruptan ayrılan bas gitarist Peter Giles’ın yerini doldurur.
Böylece 1968 yılının kasım ayında King Crimson’ın temelleri atılır. Kısa süre sonra grup bir mellotron alarak bunu kendilerine özgü orkestral sesleri üretmek için kullanmaya başlar.
13 Ocak 1969 da grup ilk provasını yapar. Sadece 7 ay sonra ise Londra, Hyde Park’da 100,000 kişinin önünde Rolling Stones’un alt grubu olarak sahne alır. İlk King Crimson albümü 1969 ekiminde piyasaya çıkar: “In the Court of the Crimson King”. Albüm dinleyicilerden oldukça olumlu bir tepki alır. The Who’nun gitaristi Pete Townshend albümü “esrarengiz bir başyapıt” olarak niteler.
King Crimson önce İngiltere ardından da Amerika’da dönemin popüler isimleri olan Iron Butterfly, Janis Joplin, The Rolling Stones, Fleetwood Mac gibi isimlerin ön grubu olarak konserler verir. Ancak bu yoğun tempo grup içindeki anlaşmazlıkların doruğa çıkamasına sebep olur ve 1969 da Ian Mcdonald ve Michael Giles grubu bırakarak solo çalışmalara yöneleceklerini açıklar. İkili 1970 yılında “McDonald and Giles” adlı albümü piyasaya çıkarır. 1976 yılında ise McDonald Foreigner’ın kurucu elemanları arasında yer alır.
Grupta yaşanan ayrılıklardan sonra 1970 yılının mart ayında Fripp, Sinfield, Lake üçlüsü “Cat food/Groon” adlı single’ı piyasaya çıkarır. Bu esnada üçlü ikinci crimson albümü olan “In the Wake of Poseidon” için de materyal geliştirmeye başlar. Nefesli çalgılarda Mel Collins gruba katılır, ayrıca eski eleman Peter Giles da birkaç şarkıya eşlik eder. Greg Lake Nisan ayında Emerson Lake and Palmer’ı kurmak için grubu bırakınca King Crimson vokalistsiz kalır. Ancak bu sorun Gordon Haskell’in gruba katılmasıyla çözülür. Gordon Haskell; In the Wake of Poseidon ve Lizard albümlerinde bas gitar da çalar. Lizard albümünde baterist Michael Giles’ın yerini Andy McCulloch alır. Albümün tamamlanmasına çok az bir süre varken Gordon Haskell ve Andy McCulloch grubu bıraktıklarını açıklar. Bunun üzerine Yes’in vokalisti Jon Anderson albümün son şarkısı olan Lizard’ın ilk bölümü “Prince Rupert Awakes” in vokal bölümlerini tamamlar. Son kayıplar King Crimson’ı 3 başarılı albümü olan ancak vokalist, basçı ve davuludan yoksun bir rock grubuna dönüştürür
Fripp ve Sinfield yeni elemanlar almak için seçmelere başlarlar. Davulda Ian Wallace vokalde ise Boz Burell gruba kabul edilir. Birkaç düzine basçı denemesinden hala aradığını bulamayan Robert Fripp Boz Burell’e bas gitar çalmayı öğretmeye karar verir.
Grup 1971 yılında çıktığı uzun turun ortalarında “Island” albümünü çıkarır. Yine aynı yılın sonlarında ile beraber uzun yıllardır King Crimson kadrosunda yer alan söz yazarı Peter Sinfield gruptan ayrılarak Greg Lake’in kurduğu Emerson Lake & Palmer’a katılır. Kalan kadro sonrasında grubu dağıtma kararına vararak turneyi tamamlar. Tur esnasında yapılan canlı kayıtlardan “Earthbound” albümünü meydana gelir. “Earthbound” turundan sonra Collins, Wallace ve Burrell; King Crimson’ı bıraktıklarını açıkladılar. Üçlü ingiliz blues efsanesi Alexis Korner ile Snape adlı grubu kurdu. Boz Burell daha sonra Bad Company’nin de basçısı olur.
Robert Fripp tekrar eleman arayışlarına başlar. İlk yeni üye bir perküsyoncu olan Jamie Muir olur. Fripp in üniversiteden arkadaşı olan John Wetton da artık bir King Crimson geleneği haline gelen “vokal+bas” pozisyonunu doldurdu. Wetton, Crimson’a daha önce de davet edilmiş ancak bu daveti reddetmiştir.
Bir sonraki katılım ise en şaşırtıcı olandır. Müzikal ve ticari açıdan oldukça başarılı bir grup olan Yes’in bateristi Bill Bruford; Yes’i bırakarak King Crimson’a katılmayı tercih eder. Yaylı ve tuşlu çalgılarda David Cross’un katılımıyla grup enstrümantal altyapısını tamamlar. Kadroya son katılım ayrılan söz yazarı Peter Sinfield’in yerine gelen Richard Palmer olur. Richard Palmer gitar çalıyordu ancak King Crimson’da gitar çalmadı. Palmer, daha sonra Supertramp’ın kurucu üyeleri arasında yer aldı.
Provalar ve turneler 1972’de tekrar başladı. Ve 1973’te grup “Larks’ Tongues in Aspic” adlı albümü yayınladı. Yılın geri kalanını da turnelerle geçirdi. Aynı yıl içinde Jamie Muir İskoçya’da bir budist tapınağına katılacağını belirterek müziği ve grubu bıraktığını açıkladı.
Kalan dörtlü sıradaki albüm için materyal oluşturmaya başladı ve 1974’te “Starless and Bible Black” piyasaya çıktı. Albümün adı Galli şair Dylan Marlais Thomas’ın Under Milk Wood adlı oyunundan bir alıntıydı. Albümde sadece açılış parçası “The Great Deciever” ve ikinci şarkı “Lament” stüdyoda kaydedildi. Kalan şarkılar canlı performanslardı.
Crimson’ın 1974 Avrupa ve Amerika turneleri esnasında David Cross’un gruptaki rolü baskı altına girmekteydi. Kendisinin üstlendiği kemancı rolü bölünmeye başladı. King Crimson’ın müziği ilerledikçe –ve sertleştikçe- gruba olan katkısının güçsüz kaldığını ve azaltıldığını belirten Cross, sadece piyano çalmaktansa grubu bırakmayı tercih etti. Cross gittikten sonra üçlü rock müzik tarihinin en önemli albümlerinden biri olan “Red” için çalışmalara başladı.
Cross’un yokluğunu geçmiş albümlerdeki konuk sanatçılar doldurdu. Obua’da Robin Miller, Kornet’de Marc Charig ve soprano saksafonda grubun eski üyelerinden Mel Collins yer aldı. David Cross da “Providence” adlı şarkıda keman çaldı. Yine grubun eski üyelerinden Ian McDonald alto saksofonda gruba eşlik etti.
Ian McDonald gruba yine daimi eleman olarak dönmeyi planlıyordu ancak Robert Fripp’in müziğin ticari yönüyle yaşadığı problemler Fripp’i müzikten uzaklaştırıp “George Gurdjieff” in mistik okumalarına yöneltince planlar bozuldu.
“Red” in piyasaya çıkmasına 2 ay kala –ve sıradaki albümün adının “Blue” olmasına karar verilmişken- Robert Fripp, King Crimson’ın artık var olmayacağını belirtti. Bu King Crimson’ın sonu gibi gözükse de sadece bir dönemin sonuydu.
1981’in başlarında Fripp ve Bruford adı “Discipline” olan yeni bir grup kurmayı planlamaya başladılar. Kısa süren bas gitarist denemelerinden sonra “Tony Levin” gruba katıldı. Tony Levin’in bas gitar ile beraber kullandığı Chapman Stick gruba yeni bir ses getirdi.
Bu esnada Fripp, Talking Heads ile turnede olan gitarist Adrian Belew’i gruba davet etti. Fripp daha önce hiç başka bir gitaristle beraber çalışmamıştı. Bu katılım yeni-Crimson’ın farklı olacağını kanıtlar nitelikteydi.
Provalar esnasında Fripp yeni kadronun Discipline değil King Crimson olduğunu düşünmeye başladı. (Ayrıca Belew de Discipline adını itici buluyordu). Diğer üyelerin de onayıyla grup yine King Crimson adını aldı.
Bu kadro 1981’de “Discipline” 1982’de “Beat” ve 1983’te “Three of a Perfect Pair” albümlerini çıkardı. Bu albümlerde vokali Adrian Belew’in üstlenmesi King Crimson tarihinde bir ilk yaşanmasına yol açtı. Önceki albümlerde albümlerde hep bas gitaristler vokal yapmıştı. Ayrıca Belew King Crimson’ın ilk enstrüman icrasında bulunan söz yazarı olmuştu.
“Three of a Perfect Pair” den sonra grup 11 yıl sürecek bir sessizliğe büründü. Robert Fripp plak şirketiyle hukuksal bir kavgaya girişti. Bu kavga sonucunda DGM’yi –Discipline Global Music- kurmaya karar verdi.
1985’te Fripp standart gitar akordunu terkedip kendi keşfettiği “CGDAEG” akorduna geçti –kendisi bu dizilimi akılda tutmak için“Crafty Guitarist Do Always Eat Good” cümlesini öneriyor-
Yine 1985 yılında Robert Fripp bu yeni akordu insanlara tanıtmak ve geliştirdiği gitar tekniklerini insanlara anlatmak için “Guitar Craft” ı kurdu.
1991 yılında Robert Fripp “Japan” üyelerinden “David Sylvian” a, yetenekli bir Guitar Craft öğrencisi olan bas gitar ve Chapman Stick icracısı Trey Gunn ile birlikte yeni bir King Crimson kurmayı önerdi. Sylvian bu teklifi reddetti ancak 3’lü konserler vermeye başladı. 1993’te üçlüye davulcu “Jerry Marotta”nın da katılımıyla “The First Day” albümü piyasaya çıktı.
Robert Fripp; Rolling Stone dergisine verdiği bir röportajda aklındaki Crimson’ın; Levin, Marotta, Gunn ve kendisinden oluştuğunu belirtti. 1993’te dörtlü biraraya gelip bazı fikirler geliştirmeye başladı. Bu geliştirmeler sonucunda “One Time” ve “Vroom” parçaları ortaya çıktı.
1993 sonbaharında Fripp ve Sylvian yine turneye çıktı. Marotta bu turnenin davulcusuydu ancak işlerinin yoğunluğu sebebiyle King Crimson’ın yeni kadrosunda yer alamayacağını belirtti. Bunun üzerine yapılan davulcu denemeleri sonucunda “Mr.Mister” üyelerinden “Pat Mastelotto” gruba katıldı. Belew ve Levin’in Bill Bruford’un gruba geri dönme isteğini Fripp’e iletmesi üzerine King Crimson’ın iki davulcusu oldu. Bu “çifte-trio” kadrosu bir plandan çok bir uzlaşmaydı.
King Crimson yeni kadrosuyla 1994 te “VROOM” 1995’te “THRAK” 1996’da “THRaKaTTaK” cdlerini piyasaya çıkardı. Sextet olarak prova yapıp sahne almak oldukça pahalı ve zor bir eylemdi. Bu cesur deneysel birleşme maalesef kısa sürdü ve King Crimson yine dağıldı.
1990’ların sonlarında DGM; bas gitarda Trey Gunn davulda Adrian Belew gitarda Robert Fripp’ten oluşan bir king crimson yan projesi olan ProjeKct’in canlı performans kayıtlarını yayınladı.
ProjeKct’lerin ilk adımını attıktan sonra; Robert Fripp, King Crimson için yeni planlar yapmaya başladı. Bu planlardan biri eski sextet’i “ProjeKct Zero” adı altında toplamaktı. “Bill Bruford” bu projeyle ilgilenmediğini belirterek “ilk aşkı” olan caza yöneldi. Tony Levin de bir sonraki kararına dek King Crimson üyeliğini bıraktığını açıkladı. Böylece son kadro Belew, Fripp, Mastelotto, Gunn şeklinde oluştu. Dörtlü 2000 yılında “ConstruKction of Light” albümünü piyasaya çıkardı. Ardından da ProjeKct x adı altında “Heaven and Earth” albümü piyasaya çıktı. Heaven and Earth; Mastelotto tarafından ConstruKction of Light albümünün hazırlık aşamasındaki stüdyo çalışmalarının bir araya getirilmesiyle ortaya çıktı.
2000 ve 2001 yılındaki ekonomik sıkıntılardan sonra DGM diğer sanatçılarla ilgilenmeyi bırakıp yeniden King Crimson’a odaklanmaya karar verdi. Uzun bir turne ardından 2003 yılında King Crimson son stüdyo albümü olan “The Power to Believe” albümünü piyasaya çıkardı.
2003 yılının son aylarında Trey Gunn grubu bıraktığını açıkladı. Bu olayın hemen ardından Tony Levin ve Robert Fripp; Levin’in gruba geri döneceğini açıkladı. Grubun şu anki kadrosu Robert Fripp, Tony Levin, Adrian Belew, Pat Mastelotto şeklindedir. Ayrıca, Adrian Belew 2005 yılında verdiği bir roportajda grubun kısa bir ara verdiğini ve 2007 eylülünde tekrar stüdyoya gireceğini belirtmiştir.
Grubun eski üyelerinden Boz Burrell 21 eylül 2006’da kalp krizi sebebiyle hayata gözlerini yumdu. Bu ölümden 5 ay sonra 22 şubat 2007’de yine bir eski üye olan Ian Wallace da gırtlak kanseri sebebiyle bu dünyadan ayrıldı.