Subscribe to Updates
Get the latest creative news from FooBar about art, design and business.
Cem Karaca
Gam keder elem tasa gurbet hasret dertler geçer gider elbet Bir merhaba acı kahve hatır sorma ve dostluklar yaşar elbet…
Üryan geldim gene üryan giderim Ölmemeğe elde fermanım mı var? Azrail gelmiş de can talep eder Benim can vermeye dermanım…
Altın kafes idi benim durağım Dost elinden yaralandı Yaralandı yüreğim Evvel yakın idim gardaş Evvel yakın idim gardaş oy ninem…
Kalenin bedenleri yar yar yar yandım Koy verin gidenleri sınanay yavrun sınanay nay İpek bürük bürülmüş yar yar yar yandım…
Karnı büyük obur dünya Keder dolu acı dünya Ne gül koydun ne de gonca Yedin yine doymadın mı? Seni okuyup…
Gönlüme bir ateş düştü yanar ha yanar yanar Ümit gönlumun ekmeği umar ha umar umar Elleri ak yumuk yumuk ojeli…
Dağ başına vardım gülleri çoktur Güzeller geliyor sevdiğim yoktur Edalı gelin şalvarlı gelin öldürdün beni Şu derenin alucundan ucundan Aman…
Dinleyelim dağ başında figanı Güzelim ne demiş o leyli leyli İkimizde oturalım dizbe diz Bir de hu çekelim hu leyli…
İstanbul’u dinliyorum,gözlerim kapalı Hafiften bir rüzgar esiyor Yavaş yavaş sallanıyor Yapraklar ağaçlarda Uzaklarda çok uzaklarda, Sucuların hiç durmayan çıngırakları İstanbul’u…
Karadır şu bahtım kara sözüm kâr etmiyor yâra Karadır şu bahtım kara sözüm kâr etmiyor yâra Yaktın yüreğimi nare eyvah…